17. YÜZYIL BUHRANI

Emrah Sırma
1 min readDec 23, 2020

--

Osmanlı devletinin ortaya çıkıp Fırat dicleye oradan da viyana kapılarına dayanması devletin her alanda inkişafı ile mümkün olmuştur. Tarihler 16.yüzyılın sonlarını gösterdiğinde Osmanlı devleti 1578–1590 tarihlerinde İran Safevi devleti ile15 93–1606 yıllarında ise Avusturya’yla iki önemli savaştan çıkmıştı. Bu savaşlardan bir sonuç alamamakla birlikte devlet her alanda ciddi bir tahribata maruz kalmıştı.

Bu savaşlarında etkisiyle devlet bir tagayyür ve fesada maruz kalmıştı. Devletin ileri gelenleri bu tagayyür ve fesadın nedenlerini çeşitli sebeplere bağlamıştır. Kimine göre devletin klasik yönetim şekli dediğimiz Kanun-i Kadim kuralları ihlal edilmiş kimine göre adalet terazisinin dengesi bozulmuş kimine göre de rüşvet almış başını gitmişti. Bu sebepler yetmezmiş gibi klasik dönem padişahlarının kapasitesinde devlet adamının yetişmemesi bu krize neden olmuştur. Bu inkıraza karşı devlet yöneticileri kayıtsız kalmamış ve çeşitli risaleler ve ıslahat layihaları hazırlamışlardır. En ünlüsü Koçi Bey’in 4.Murat ve Sultan İbrahim’e sunduğu risalelerdir. Bu risalelerde genel manada çözüm yolları olarak kanununa kadime riayet yani eskiden beri uygulanan kanunlara uyuması gerektiği belirtilmiştir.

Bu ilk dönem ıslahatlarının genel özelliği Kanun-ı Kadimin ihyasıdır. Bununla birlikte bu anlayış ileriki yüzyıllarda değişmiş ve devlet yönünün batıya dönmek zorunda kalmıştır. Sonuç itibariyle Osmanlı klasik düzendeki bu kriz bozulma değil yeni şartlara intibaktı. esasen Osman Devleti de esasen karşılaştığı buhranı atlatıp 300 yıl daha yaşamıştır.

--

--